CNN Türk'te konuşan Çavuşoğlu'nun ifadelerinden satırbaşları şöyle:
(F-35) Uçak teslimatı yapılacak. 2020'ye kadar eğitim çalışmaları olacak. Uçakların Türkiye'ye gelmesi 2020 yılında olacak. Söylediğim gibi belirlenen bir takvim çerçevesinde işleyen bir süreç. Kongreden geçen karar nedeniyle 2020 beklenmiyor. Nedeni eğitim çalışmaları. Biz bu programın ortaklarından biriyiz, 1999 yılından bu yana Türkiye işin içinde. Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmiş, parasını zamanında ödemiştir. 'Ben istemem şimdi, şu sebepten canım sıkıldı' olmaz. Bu kapsamlı ve çok taraflı bir sözleşmedir.
'KONGREDEN KARAR ÇIKTI DİYE HİÇBİR ENDİŞEMİZ YOK'
- Bizim herhangi bir endişemiz yok. Kongreden bu karar çıktı diye endişemiz yok. Birincisi sözleşme hukuki metin. İkincisi Türkiye çaresiz değil. Elbette ABD'den F35'leri almayı isteriz. Olasılıklarla konuşmayı sevmem ama en kötü senaryoda da Türkiye kendi başının çaresine bakar.
Türk bayraklı F-35 görücüye çıktı https://t.co/LDPKZ619O9 pic.twitter.com/id9aEnxs9H
— ANADOLU AJANSI (@anadoluajansi) 21 Haziran 2018
'FARK ETMEZ, RUS OLUR, AVRUPA OLUR, FRANSA OLUR'
(Rusya'dan F-35 muadil uçak alımına dair) Fark etmez Rus olur, Avrupa'dan, Fransa'dan olur. Bir ülke vermiyorsa diğer seçeneklere bakarız. Hangisinin şartları uygun olursa, hangi ülke bize en uygun teklifi verirse o ülkeden alırız. O olmazsa diğerinden diye düşünmeyiz. ABD'nin alternatifi Rusya diye değildir ya da tersi değildir, seçeneklerimiz fazladır. Ama biz böyle bir gelişmenin olacağını gerçekten düşünmüyoruz. Her ne kadar bugün Kongre'den değişik sebeplerden dolayı bu kararlar alınsa da. ABD'nin Türkiye gibi bir müttefikini kaybetmeyeceğini, aklı selim bir şekilde davranacağını düşünüyoruz. Kongreden böyle bir karar çıkması bağlayıcı değil. Yönetime uygulama konusunda yetki veriyor. Sadece Rusya'ya yaptırım konusunda katı bir karar aldı.
MENBİÇ: 4 TEMMUZ'DA ÇEKİLME BAŞLAYACAK
(Menbiç'teki son durum) 4 Haziran-4 Temmuz arası hazırlık çalışmalarının tamamlanması ve 4 Temmuz'dan itibaren çekilmelerin başlaması. Şu ana kadar yol haritası tam anlamıyla uygulanıyor. Hiçbir aksaklık yok. Bundan sonraki süreçte de aynen uygulanması konusunda da tereddüdümüz yok. Ortak karar verdiğimiz yol haritasını da uygulamayacaksak birbirimize nasıl güveneceğiz. Tamamen güven kaybolur. Zaten bu adımların sebeplerinden biri de Türkiye ile ABD arasında kaybolan, onlardan kaynaklanan güvenin yeniden tesis edilmesi. Yol haritası konusunda hiçbir sıkıntı yok, tamamen işliyor. Bu bir diplomatik zaferdir. Bazen sahada bir adım atar, sonra masada sonuna kadar savunuruz. Sahada kazanımlarımızı kaybetmeyiz. Daha önce sahadaki kazanımlarımızla beraber masada elde ettiğimiz bir sonuçtur. Şimdi bunun uygulanması safhasındayız. Bu YPG'nin kontrol ettiği diğer bölgeler için de model olacaktır. Menbiç'le sınırlı değil, model olacaktır.
'ABD, SİLAHI NASIL VERDİYSE ÖYLE ALACAK'
Amerikalılar silahı nasıl verdiyse öyle alacak. Kaç tane YPG'li olduğu konusunda net bir rakam yok. Sahaya girdikten sonra net bir şekilde alacağız. Silahı veren Amerika'dır, toplayan da Amerika olacaktır. Biz YPG'lilerle muhatap olmayacağız, 'Silahı ver' demeyeceğiz. Silah benim silahım değil, silahı veren bellidir. Bizim yol haritamıza göre ABD, Münbiç'ten çıkarken YPG'lilerin silahlarını elinden alacak, biz buna nezaret edeceğiz, gözlemleyeceğiz. Biz YPG ile karşı karşıya geldiğimizde ne yaptığımız, yapacağız belli zaten.