Müvekkilinin kitabı okurken 'yüreğinin parçalandığını' belirten F.G.’nin avukatı, “Kitapta yazarın müvekkilimin eşi U.G. ile olan ilişkisi anlatılmaktadır. Müvekkilimin eşinin babasının denizde boğulup ölmesinden, müvekkilimin evinin tasvirine kadar her şeye detaylı olarak yer verilmiştir. Müvekkilimin elinin terlemesinden, eşi U.G.’nin boyunun uzunluğuna, kullandığı cip ve gittiği kafeye kadar her şey kitapta yazıyordu. Bir gün bir parti verilmiş, müvekkilim bu partiye çok gitmek istemiş ancak eşi müvekkilim kapalı olduğu için partiye gitmesine izin vermemiştir. Kitapta yazılanlara göre müvekkilimin eşi U.G., partiye yazar sevgilisiyle gitmiştir” dedi.
Müvekkilini üzen en büyük şeyin yazarın, müvekkilinin evinde eşiyle zina yapması olduğunu ve yazarın buna kitapta yer verdiğini dilekçesinde anlatan F.G.’nin avukatı şunları söyledi:
Ancak eşi boşanmak istememiş, eğer boşanırsa yüzünü tuzruhuyla yakmakla tehdit etmiştir. U.G. adlı koca en son müvekkilimin kahvaltıya çağırmaması üzerine, ‘Çaydanlığı kafana dökerim. Seni içtiğin o suda boğarım’ diyerek müvekkilimi ölümle tehdit etmiştir.
Bir keresinde de sıcak çay bardağını müvekkilimin yüzüne fırlatmıştır. Çocuklarının gözü önünde müvekkilime saldıran davalının tehlikeli karakteri nedeniyle her şeyi yapabileceği şüphesizdir. Davalı evlilik birliğinin sona ermesinde ağır kusurludur. Bu sebeplerle ailesinin yanına sığınan müvekkilimin duyduğu büyük elem ve acı nedeniyle davalıdan 100 bin lira tazminat ve iki çocuğu için toplam 3 bin lira nafaka istiyoruz.”
Kitabın yazarı A.İ., bir gazeteye verdiği röportajda kitapta anlatılanların gerçek bir yaşam hikâyesinden alındığını belirtmişti.