"Dün Cumhurbaşkanı daha önce birçok kez yaptığı gibi işçilerin en temel grev hakkını OHAL koşullarında nasıl yasakladıklarını açık bir biçimde ifade etti. Önceki gün de ‘Biz OHAL'i terör dışında bir yerde kullandık mı?' diye sormuştu. Buna kendi kendine cevap verdi. Bunu ilk kez söylemiyor. Geçtiğimiz yıl da bunu defalarca ifade ettiler.
Grevi hep bir tehdit olarak algılıyor. Geçen sene ‘Grev tehdidi olan bir yere anında müdahale ediyoruz' demişti. Grev gibi işçilerin kazanılmış tarihsel hakkını bir tehdit olarak gören bir Cumhurbaşkanı var. İkincisi de OHAL'in kapsamı dışında bir şekilde grev hakkını ortadan kaldırmak için kullanması.
'ÇAY BARDAĞININ MİLLİ GÜVENLİKLE ALAKASI YOK'
Hukuksal olarak grev ertelemenin hele ki OHAL döneminde atılacak adımların önü kapalı. Anayasayı askıya alan bir baskı rejimi var. Gece yarısı KHK'larıyla (Kanun Hükmünde Kararname) terörle alakası olmayan birçok konu örneğin taşeronlarla ilgili konular getirildi. Türkiye'de demokrasi mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu, bunun grev yasaklarıyla alakası olmayan bir perspektifte tartışılması gerektiğini görüyoruz.
1 Mayıs işçi sınıfının dayanışma günü ve çok önemli. Aslında demokrasi mücadelesidir aynı zamanda. Bu sene baskın seçimden çok kısa bir süre önce gerçekleşecek. Tüm demokrasi geleceğinin oylanacağı bir dönem olacak. Temel taleplerimizi ifade edeceğiz.