Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, dün ilk kez aralarında YPG'lilerin de bulunduğu bir heyeti Elysée Sarayı'nda kabul etti. Görüşmeden sonra Elysée Sarayı'ndan yapılan açıklamada, Macron'un Türkiye ile Demokratik Suriye Güçleri (DSG) arasında arabuluculuk rolü üstlenmek istediği belirtildi.
Elysée Sarayı'ndan YPG yetkilisinin açıklamalarına ilişkin herhangi bir yorum yapılmadı. Fransa Cumhurbaşkanlığı'ndan bugün yapılan basın açıklamalarında ise Fransa'nın IŞİD'le mücadele koalisyonunda var olan birliklerin dışında Suriye'ye yeni asker gönderme planının bulunmadığı bildirildi.
Macron'un arabuluculuk önerisi ve Fransa'nın Suriye'ye asker göndereceği haberleri, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Çok yakında Suriye'den çekileceğiz. Bırakalım Suriye'yle başkaları ilgilensin" açıklamaların hemen ardından geldi. ABD Dışişleri Sözcüsü Heather Nauert ise, Trump'ın sözünü ettiği çekilme planından haberdar olmadıklarını açıkladı.
Macron'un arabuluculuk önerisine Türkiye'den tepki gelirken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu önerinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
'FRANSA, DURUMDAN VAZİFE ÇIKARDI'
Macron'un arabuluculuk önerisi ve Trump'ın açıklamalarını Sputnik'e değerlendiren Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barış Doster, Trump'ın Suriye'den çekilme açıklamasını gerçekçi bulmadığını belirtti.
"Bana sorarsanız ABD'nin Suriye'den çekilmesinin, Rusya'nın Suriye'de inisiyatifini kabul etmenin yanında şöyle bir açmazı da var ABD açısından; ABD'nin hegemonya kabiliyeti aşındığı için ABD zaten uzunca bir süredir bölgesel müttefiklerine, Suudi Arabistan'a, Birleşik Arap Emirlikleri'ne, İsrail'e, Avrupa'daki müttefiklerine ‘Haydi biraz da siz işe koyulun' diyordu, bölgesel müttefiklerini biraz daha cepheye sürmek istiyordu. İşin bu boyutu da var. ABD'nin Suriye'den çekilmesi, Suudi Arabistan'ın, İsrail'in, İran'ı çevreleme hamlesiyle açıklanamaz. Eğer ABD'nin öncelikli niyetlerinden biri İran'ı çevrelemek, bunun için de Suudi Arabistan ve İsrail öncülüğünde bir cephe oluşturmaksa o zaman ABD'nin Suriye'den çekilmemesi gerekiyor. Çünkü Suriye, İran açısından kritik bir coğrafya, İran ve Suriye arasında stratejik ittifak düzeyinde ilişkiler söz konusu. O yüzden ABD'nin Suriye'den çekilmesi, hem oraya yarın yeniden müdahale edebilmesi için yeni gerekçeler bırakıp çekilme anlamına geliyor benim için. Hem de ABD'nin bölgesel müttefiklerini, Avrupa'daki müttefiklerini bu işe daha fazla soyundurtmak, bu işe daha fazla koşmak ve cepheye daha fazla sürmek anlamına geliyor benim için. Nitekim ABD'nin Avrupa'daki önemli müttefiklerinden Fransa, Trump'ın açıklamasının üzerinden birkaç saat geçmeden amiyane tabirle durumdan vazife çıkardı. Fransa demek ki mesajı aldı, ‘ABD buradan çekiliyorsa biz de bu işe teşneyiz' mesajı verdi."
'FRANSA, BÖLGEDEKİ KÜRTLER ÜZERİNDE HESAP YAPAN EMPERYALİST BİR DEVLETTİR'
'TRUMP'IN ‘SURİYE'DEN ÇEKİLECEĞİZ' AÇIKLAMASINA İHTİYATLI YAKLAŞILMALI'
'TÜRKİYE, SURİYE MESELESİNİ SURİYE İLE GÖRÜŞMELİ'
Suriye'de çözüm için Türkiye'nin öncelikle atması gereken adımın Suriye hükümeti ile doğrudan ilişki kurmak olduğunu ifade eden Doster, şöyle devam etti:
'ABD, TÜRKİYE'Yİ BASKILARAYAK ÇÖZEMEDİĞİ KONULARI DİYALOG YOLUYLA ÇÖZME ARAYIŞINDA'
Konuyu Sputnik'e yorumlayan İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bora Bayraktar ise Fransa'nın Türkiye ile SDG arasındaki arabuluculuk önerisinde Afrin operasyonunun Türkiye'nin istediği şekilde sonuçlanmasının yattığı görüşünde.
"İşin diğer boyutu da şu anda esas konu Rusya. İngiltere'de casusun zehirlenmesi olayıyla tırmanan ve Rus diplomatların buradan sürülmesine yol açan bir mesele var. Bu açıdan bakıldığı zaman bir NATO üyesi olan Türkiye'nin Astana ve Soçi süreçlerinde Rusya ve İran'la ilişkide olması esas meseleyi oluşturuyor. Bence esas konu bu. Türkiye'yi baskılayarak çözülemeyen konular acaba şimdi diyalog yoluyla çözülebilir mi arayışı söz konusu. Tabii Türkiye'nin ABD'ye derin bir güvensizliği mevcut, burada acaba Fransa üzerinden bir diyalog yakalanabilir mi arayışı var. Dolayısıyla bence Trump ile Macron arasında [27 Mart Salı günü] yapılan telefon görüşmesi önemli, onun içeriğini bilemiyoruz ama bu konuda bir açıklama yapılmış olması işin ciddiyetini gösteriyor. Tabii ben bunun Türkiye'de bir karşılığı olduğunu düşünmüyorum. Bir arabuluculuk, PKK ile müzakere vesaire bunlar Fransa ve ABD'nin kendi değerlendirmeleri, bunun Türkiye'de pek bir karşılığı olmaz, politik olarak da hayata geçeceğini düşünmüyorum."
'ABD'NİN SURİYE'DEN ÇIKMASI DA FRANSA'NIN ASKER GÖNDERMESİ DE OLASI DEĞİL'
'FRANSA'NIN KENDİ İÇİNDEKİ RADİKALİZMİ ARTTIRACAK ADIMLAR ATMASI BEKLENMEMELİ'
Birçok IŞİD saldırısına maruz kalan Fransa'nın bu ortamda Suriye'ye asker göndermesini de olası görmeyen Bayraktar, "Fransa açısından bakıldığında zaten DAİŞ ile büyük sorunlar yaşayan Fransa'nın Suriye'ye tekrar giderek kendi içindeki göçmenler arasındaki radikalizmi arttıracak adımlar atmasını da beklemiyorum. Bu biraz da Fransa'daki iç gündemi, geçtiğimiz hafta yaşanan sendikaların gösterileri üzerinden şekillenen gündemi yatıştırmak için iç politika malzemesi olarak kullanıldığını düşünüyorum" diye konuştu.
'TÜRKİYE'DE YAPILACAK ÜÇLÜ LİDERLER ZİRVESİ SURİYE'DE ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDEKİ GELİŞMELER AÇISINDAN ÖNEMLİ'
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.