"MTTB'nin spor faaliyetleri gençler tarafından oldukça destek görür. İddialı maçlarda MTTB yöneticileri bile gelip takımlarını destekler, slogan atarlar. Bunlardan birisi de Abdullah Gül'dür. Rakip takım MTTB'lilerin sloganlarından rahatsız olunca polise şikayette bulunurlar. Bunun üzerine polisin yaka paça Emniyet'e götürdüğü gençler arasında Abdullah Gül de vardır. Ömer Öztürk hatırasını şu şekilde dile getirecektir:
'MAÇ SIRASINDA KAVGA ÇIKMIŞ, POLİS DE ALMIŞ GÖTÜRMÜŞ'
— Başkan illa sen de geleceksin, sen gelirsen maçı alırız, gelmezsen almamız zorlaşır, diye.
Biz de gittik. O sırada Bekir Yıldız, spor kulübünün müdürüydü. Abdullah Gül de MTTB İcra Konseyi Muhasibi'ydi. Ben gidemezsem diye onu da göndermiştim. Riyaseti temsilen orada bulunuyordu. Maç sırasında bağırıp çağırırken kavga çıkmış. Polis de almış, götürüyor arkadaşları. Bir komiser yardımcısı iki de polis Abdullah Gül ile Bekir Yıldız'ın elinden tutmuş götürüyorlar. Bana haber verdiler. Gittik, komiser yardımcısıyla selamlaştım. Adam öyle sert konuşuyor ki…
SÜRGÜN TEHDİDİ: BAKIN İSTANBUL GÜZEL YERDİR
— Ben Talebe Birliği Genel Başkanıyım, dedim.
— Evet, ne olacak? dedi.
— Ne olacağı yok; bakın İstanbul güzel yerdir. Haberiniz olsun komiserim, dedim.
— Kardeşim, şu adamlarına sahip çıksana. Bir daha kavga kavga çıkarmasınlar. Al git arkadaşlarını, dedi.
Tabii polisler anlamadı, ama komiser yardımcısı ne demek istediğimi anladı. O arkadaşları böylece polisin elinden almış olduk."