Üstelik Türkiye'nin S-400 teslimat sürecinin hızlandırılması yönündeki talebi Moskova'dan da destek görmüştü. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov "Türk partnerlerimizin ricasına olumlu karşılık veriyoruz. Teslimatın süresini hızlandıracağız" ifadelerini kullanmış; Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in askeri ve teknik işbirliğinden sorumlu yardımcısı Vladimir Kojin, de S-400'lerin en geç 2020'de Türkiye'de olacağını söylemişti. Peki ABD'nin bu hamlesi neyi amaçlıyor? Siyasetçi ve askeri uzmanlar, konuyu Sputnik'e değerlendirdi.
Konuyu Sputnik'e değerlendiren Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş'a göre ABD'nin bu hamlelerinin "dikkate alınır" bir tarafı yok. Zira Karataş, başta ABD olmak üzere NATO ülkeleri halen S-400 anlaşmasının iptal edilmesini ümit etmeye devam ettiğini dile getiriyor:
"Ben, ABD'nin açıklamasını dikkate almıyorum. Çünkü bu açıklamanın amacı, S-400 hava savunma sistemi anlaşmasını sulandırmak ve kafa karıştırmaktan ibaret. Zaten ABD, bu anlaşma hayata geçene kadar her türlü provokasyonu yapacaktır. O yüzden bu tip girişimleri ciddiye almamak gerekir. Üstelik daha önce buna benzer açıklamalara hem Türkiye Cumhurbaşkanı, Milli Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanı, gereken cevabı defalarca kez verdi. Ankara, şimdiye kadar ABD veya NATO kanadından gelen bu provokatif açıklamaların her birine ‘Anlaşma sorunsuz bir şekilde devam ediyor ve geçerli' anlamına gelen yanıtlar verdi. Dolayısıyla onlar bu çabalarını sürdüreceklerdir. Türkiye'de Amerikan silah sistemleri lobisi var. Hem bu lobiler aracılığıyla hem de çeşitli kanallarla bu açıklamalar sürecektir. Netice S-400 anlaşmasının Çin ile olan anlaşmada olduğu gibi yine iptal edilmesini ümitle bekleyen ABD ve diğer NATO ülkeleri, Türkiye'ye karşı her türlü baskı ve engelleme yollarını son ana kadar kullanmakta kararlı."
Patriot'ların "S-400 kadar iyi bir sistem olmadığına" işaret eden Karataş "Patriot o kadar iyi bir sistem değil. Patriot'lar için sürekli ‘NATO'ya uyumlu olduğu' vurgusu yapılıyor. Kusura bakmasınlar da Türkiye sırf NATO'ya uyumlu diye, elin külüstürünü paçavrasını alacak değil" dedi ve şöyle devam etti:
"Bize muhtemelen iyileştirilmiş PAC-3 ‘ü önerecekler. Ama burada iki hava savunma sistemi arasındaki teknoloji kıyaslamasından da öte önemli bir husus var. Eğer siz kendi savunma sisteminizi almazsanız, 15 Temmuz'da olduğu gibi gökyüzünü darbecilere bırakmış olursunuz. Neticede, 15 Temmuz, Amerikan/CIA darbesiydi. Eğer siz savunma sisteminizi ABD'den alırsanız, gelecekte benzer bir girişime tanıklık edildiği takdirde bu silahınızı kullanamazsınız. Rusya'dan alınacak olan S-400 tam da böyle girişimlere yönelik avantaj sağlar. Hele ki, S-400 anlaşmasının ardından ortak üretim çalışmaları da yapılması son derece önemli. Neticede 15 Temmuz'da yaşananlar, ABD/CIA'in içerideki FETÖ piyonunu kullanarak gerçekleştirmeye çalıştığı bir darbe girişimiydi. Böyle bir duruma karşı da Patriot yerine S-400 alımı, teknolojik üstünlüğünün yanı sıra politik avantaj getiriyor."
Türkiye'nin Çin'den almayı planladığı ancak daha sonradan iptal edilen hava savunma sistemi anlaşması sürecinden farklı olarak S-400 anlaşmasının uygulanmasının, Türkiye'nin güvenilirliği açısından büyük önem arz ettiğine değinen Karataş "Türkiye ve Rusya arasında S-400 tedarikine ilişkin imzalanan anlaşmanın uygulanması, Türkiye'nin güvenirliği, güvenliği, uluslararası alanda saygınlığı ve komşu ülkelerle işbirliği açısından son derece önemli. Çünkü ikinci bir vazgeçme, hem Türkiye'nin güvenilirliğini sarsar hem de ülkenin kendisi açısından zorunluluk olan hava savunma sistemini elinde bulundurmasını bilinmeyen bir tarihe ertelemiş olur" ifadelerini kullandı.