Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
18 Mart şehitler günüdür. Aynı zamanda Çanakkale Deniz Zaferi'nin de 103'üncü yıldönümüdür. Çanakkale'nin her karşısında şehidimiz vardır. Bizim belediye başkanımızın konuşmasına yasak getiriyorlar. Milletin seçtiği belediye başkanını neden dışlıyorsun? Sen 18 Mart'ı, Çanakkale'yi bilmezsin. Sen ancak ve ancak Man Adası'nı bilirsin.
Çanakkale Savaşı aynı zamanda milli Kurtuluş Savaşımızın önsözünü yazdığı savaştır. 18 Mart'ta bütün camilerimizde hutbe okutuldu. Ama hutbenin içinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk yok. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, düşmanın bile saygı gösterdiği kahramanlıkları var. Diyanet İşleri Başkanlığı'na da seslenmek istiyorum. Sizin kurucunuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü neden anmıyorsunuz? 1920'lerde harabeye dönmüş camiler için ödenek ayırıp tamir ettiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün adını neden anmıyorsunuz?
'ÇANAKKALE'Yİ ATATÜRKSÜZ KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL'
- Bir fesli Kadir soytarısı var biliyorsunuz. Saraydaki zat ziyat ediyor onu. Siz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anmadığınızda bu soytarıyla aynı oluyorsunuz. Çanakkale'yi Atatürksüz kabul etmek mümkün değil.
#Canlı: CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki Grup Toplantısı'nda konuşuyor https://t.co/nWaTqmXbwm
— AA Canlı (@AACanli) March 20, 2018
- Umarım Diyanet İşleri Başkanlığı birilerinin etkisinde, siyasetin etkisinde kalmaz. Nasıl olur da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anmazsınız. Bu memlekete kötülük yapıyorsunuz, 80 milyonun kalbini kırıyorsunuz.
'AYM'Yİ KUTLUYORUZ AMA GECİKEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR'
Geçen hafta Şahin Alpay serbest bırakıldı. Alt mahkemeyi de uyardı. Altanlar için neden bir karar vermedi AYM? Onu da bekliyoruz. Bir yerde haksızlık varsa o haksızlığı gidermek yargının görevidir. Biz bunu arzu ediyoruz. Yargı bir yerlerden talimat alıyorsa o başka bir şeydir. AYM'yi kutluyoruz ama geciken adalet, adalet değildir. Bu kadar gecikme olmamalıydı.
'ÜÇÜNCÜ GÜÇ OLMAYA LAYIK DEĞİLSİNİZ'
Hakimlere soruyorum, bir partinin genel başkanı geldiğinde neden ayağa kalktınız. Zaten adalet diye bir şey kalmadı. Talimatla verilen karar adalet midir? Vicdan sahibi olun. Sizin ne işiniz var ayakta. Bir partinin genel başkanı gelmiş, yanında başbakan, hepsi ayağa kalkmış alkışlıyor. Yarın senin önüne gelirse ne diyeceksin? Adaletin olmadığı bir devlet çöker.
Bu ülkede adalet bitmiş. Adaleti savunsaydın hakimleri ayağına çağırmazdın, sen onların ayağına giderdin.
Buradan saraydaki hakim ve savcılara sesleniyorum: Cübbelerinize iki delik açın, iki de düğme. Düğmelerde Saray'ın amblemi olsun, ayağa kalktığınız zaman onların önünde o düğmeleri ilikleyin. Siz üçüncü güç olmaya layık değilsiniz.
'YAVUZ SULTAN SELİM KÖPRÜSÜ ZARAR EDİYOR, SIKIYSA ONU DA SATSANA'
AKP hükümeti çökmüştür. Hiçbir söylemi tutarlı değildir. Vatandaşın hengi derdine çözüm ürettiler? Şeker fabrikaları zarar ettiği için satılıyor diyorlar. Şeker fabrikaları zarar etmiyor, sen zarar ettiriyorsun. Yavuz Sultan Selim Köprüsü zarar ediyor, sıkıysa onu da satsana. Sarayın 13 günlük parasını versinler, hiçbir zararı olmaz. Asıl zarar sarayda. Milletin sırtında yük o saray.
AB şeker pancarına kotayı kaldırdı. Biz de kaldırın diyoruz. Amaç nişasta bazlı şekeri vatandaşa yedirmek. Bunu sana kabul ettirmeyeceğiz. Bu hükümet vatandaşa çalışan bir hükümet değildir, ranta dönük bir politikası vardır.
'ÇİFTLİK BANK MAĞDURLARINA: PARANIZI ALABİLİRSİNİZ'
Bir de Çiftlik Bank kuruldu. Hepsinin önünde Çiftlik Bank'ı kuruyor. 77 bin 843 kişiyi dolandırıyor. 510 milyon lira tokatlıyor. Hükümet seyrediyor. SPK, BDDK, Ticaret Bakanlığı seyrediyor. Tıpkı Jet Fadıl gibi seyrediyor. Dolandırılanlara sesleniyorum, paralarınızı alabilirsiniz, ama o tosundan değil. BDDK'dan alabilirsiniz. Ama dava açmanız lazım.
Bakan yeni uyanmış vatandaş uyanık olsun diyor. Bakan ama görmeyen. Vatandaş 77 bin kişi soyuluyor, valisi, kaymakamı, milletvekili gidiyor. Kimse banka ünvanı kullanamazsın demiyor. Bakan daha 11 tane benzer kuruluş var diyor. Onların da yurtdışına çıkmasını bekliyorlar. Adalet Bakanı onu Uruguay'dan isteyeceğiz diyor. Suçluların iadesine ilişkin sözleşme de yok. Bu bakana söyleyeyim, Recep Bey'e de söyleyeyim, Uruguay'dan besmelesiz et, inek, tosun, öküz getirebilirsin ama bu tosuncuğu getiremezsin.
