İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Yıldırım'ın futbol kulüplerinin ve taraftarların krizlere bakış açısını ortaya koymak üzere yaptığı 'Sporda Halkla İlişkiler Kapsamında Futbol Kulüplerinde Kriz Yönetimi' doktora tezinde birbirinden ilginç sorunlar ortaya çıktı.
Kendisini 'fanatik' olarak tanımlayan taraftarlar takımlarını her durumda desteklerken, kendilerini 'sporsever' olarak tanımlayanlar ise kulüpten ve taraftardan kaynaklanan kriz durumlarında kulüplerine karşı aidiyet sorunu yaşıyor.
Araştırmaya göre, 'Kulüp itibarı mı yoksa sportif başarı mı?' diye sorulan soruya taraftarlar, önce 'kulüp itibarı' diyor. Araştırmaya katılan taraftarların yüzde 75.3'ü takımının galibiyetinin günlük yaşamını 'olumlu' etkilediğini belirtiyor.
YA TAKIM ŞİKE YAPARSA?
'Kulüp yönetiminin taraftarla sürekli diyalog kurması önemlidir' diyenlerin oranı ise yüzde 90. Taraftarlar kulübün kendileriyle sürekli iletişimde kalmasını istiyor. Taraftarların yüzde 71'i futbolcuların 'aşırı gece hayatından' şikayet ediyor. Aynı zamanda futbolcuların karıştığı 'skandallar' da taraftarın futbola karşı sevgisini etkiliyor.
'TARAFTAR İLETİŞİMİ VE DİYALOG YOK'
Katılımcıların yüzde 20'ye yakını ise sahaya yabancı madde atılmasından ve küfürden şikayet ediyor. Bir başka ilginç sonuçta ise, katılımcıların yüzde 11'i taraftarların neden olduğu kaotik olaylarda futbola karşı sevgisinin azaldığını belirtiyor.
Statların son yıllarda boş kalmasının altında ise güçlü bir taraftar iletişiminin ve diyaloğunun olmaması yatıyor.
'KULÜPLER KRİZLERE KARŞI HAZIRLIKSIZ'
Araştırmada; sosyal sorumluluk, etkinlik yönetimi, taraftar iletişimi, topluluk iletişimi, lider iletişimi, medya ilişkileri gibi temel halkla ilişkiler fonksiyonlarının planlanmadığı ve uzun süreli iletişim faaliyetlerinin olmadığı görülürken, kulüp iletişim direktörleriyle yapılan mülakata göre, kulüplerin bir kriz planının da olmadığı ortaya çıktı. Doğrudan itibarı etkileyen krizlerde kulüplerin, günlük ve reaktif bir stratejiyle hareket ettiği bulgusu gözlemlenirken, kulüplerin taraftarlarla yaşanan herhangi bir krizde özel bir aksiyon planının olmadığı sonucuna varıldı.
BAŞKAN MERKEZLİ YÖNETİM ANLAYIŞI HAKİM
İletişim departmanlarının, medya ilişkileri ve sosyal medya yönetimi merkezli reaktif bir strateji yürüttüğü sonucunun çıktığı araştırmada, görüşme yapılan kulüplerden birinde iletişim departmanının olmadığı ortaya çıktı. İletişim faaliyetlerinin pazarlama departmanı üzerinden yönetildiği kulüplerde 'medya ile ne kadar az iletişim kurulursa o kadar iyi' görüşü hakim.