Sayın Zarif, geçenlerde katıldığınız Münih Güvenlik Konferansı’nda İran’ın nükleer anlaşma ihlallerine cevap vereceğini söylediniz. Nükleer anlaşmanın bulunduğu mevcut durumu nasıl buluyorsunuz? Avrupalı arabulucular ABD’nin anlaşmayı bozma isteğine destek verir mi?
Bugün durum şöyle ki, (ABD Başkanı Donald) Trump hükümeti, İsrail ve iki üç Ortadoğu ülkesi dışında tüm uluslararası toplum, nükleer anlaşmanın, İran ile ABD arasındaki ikili anlaşma değil uluslararası anlaşma olduğu konusunda hemfikir. Uluslararası anlaşma, imzasını taşıdığı bir ülke tarafından tek taraflı olarak değiştirilemez. Eğer böyle bir uygulama, dünya çapında genel kabul gören bir norm haline gelirse anlaşmaya varmak çok zor olacak. ABD ile anlaşma yapan ülkeler de Washington’da hükümet değişince, mevcut anlaşmaları yeniden tartışılması gerekeceğini düşünür.
Bu nedenle halihazırda nükleer anlaşmayla ilgili yaşananlar aslında anlaşmanın üstünde yer alıyor çünkü uluslararası düzeni ilgilendiriyor. Eğer bir ülke, süper güç olsalar dahi, üzerine aldığı yükümlülüğü ihmal eder anlaşmayı bozarsa uluslararası anlaşmaya hiçbir zaman ulaşılamaz.
Bugün, uluslararası toplumun bazı sorunların çözümündeki ihtiyaçları dikkate alınırsa ülkelerin, ABD’nin nükleer anlaşmaya yönelik yaklaşımını desteklememe yönünde ortak çıkarı var. Aksine onlar bu yaklaşıma karşı çıkıyor. ABD, tek taraflı olarak anlaşmadan çıkma ve bozma kararı alsa dahi kendini izole etmiş olacak ve dünya arenasında dışlanan ülke haline gelecek.
İran, ABD’nin tek taraflı anlaşmayı bozması durumu için senaryosu olduğunu açıkladı. Tahran hangi tedbirler almayı düşünüyor?
Elbette kimseyi korkutmak istemeyiz. Ancak herkesin gerçekçi düşünmesini ve kararlarını büyük dikkatle almasını isterdik. Maalesef, ABD hiçbir zaman üzerine aldığı yükümlülüklere uymadı. Ama resmen tek taraflı olarak anlaşmayı bozarlarsa İran, Amerikalıların hoşuna gitmeyecek tedbirler hazırladı. İran’ın hangi senaryoyu uygulayacağı, ABD hükümetinin bilgeliğine bağlı. Sadece şunu söyleyeceğim ki, kimin aklı varsa eylemlerimizden korkmalı.
ABD ordusu, sosyal medyadaki yayınları takip etmek için robotları kullanmayı planlıyor. Twitter ve Instagram’ın aktif kullanıcıları olarak bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
ABD, yıkıcı politikalarını hayata geçirmek için her zaman teknolojik ilerlemeyi kullanmaya çalışır. Bu mesele de istisna değil. Ancak bu durumda, siber alemin optimal kullanımına olan ihtiyaca dikkat etmek önemli. Sosyal medya alanı, bilgi tekelini devirme fırsatı yarattı. Gerçeklik şu ki, çoğunlukla Batı’nın ve Siyonistlerin kontrolündeki medya imparatorluğu bugün sosyal ağların siber alanının genişlemesi sayesinde çöküyor.
Elbette aslında bu hiç de kötü fırsat değil çünkü sosyal medya Batı ve Siyonist medyasının tekelini kırabilir. Bunu geleceğe yönelik en iyi biçimde kullanmak gerekir.
Rus medyası, örneğin Sputnik’i takip ediyor musunuz?
Evet, imkanlarımın izin verdiği kadar takip ediyorum, zira Rusçam yok. Rusça bilen bazı iş arkadaşlarım üzerinden Rus medyasından bilgi alıyorum. Ancak Sputnik Farsça da yayın yaptığı için onu sürekli okuyorum.