PKK'nın kurucusu Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesinde Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) personelinin dışında görev alan birkaç isimden biri olan dönemin Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Hasan İşgüzar, AA muhabirine, operasyonun ayrıntılarını anlattı.
Öcalan'ı almaya gidecek uçağın Türkiye'den kalkması ve daha sonra Türkiye'ye inecek olması nedeniyle kendisinin bu operasyona dahil edildiğini anlatan İşgüzar, Öcalan'ın uçakla getirilmesi için gereken belgeleri sağlamak üzere bir görev üstlendiğini söyledi.
MİT'teki operasyonla ilgili görevlilerin kendisine gelip konuyu anlattıklarını dile getiren İşgüzar, şöyle devam etti:
'CAVİT ÇAĞLAR'IN UÇAĞI KİRALANDI'
İşgüzar, MİT personelinin de Çağlar ile anlaşarak uçağı kiraladığını ancak Çağlar'ın operasyondan bilgisinin olmadığını söyledi.
Daha sonra söz konusu uçağın, Yunanistan'ın Öcalan için ayarladığı uçağa birebir benzemesi için boyanıp, kuyruk işareti konduğunu anlatan İşgüzar, hazırlıkların ardından uçağın Türkiye'den havalandığını aktardı.
'2 PİLOT VE 4-5 MİT PERSONELİ DIŞINDA KİMSE YOKTU'
Bu arada uçağa, Türkmenistan uçağı gibi işlem yapıldığı ve yolcu bilgileri için de 'muz tüccarları' ifadesinin kullanıldığını paylaşan İşgüzar, "Hangi uçak olursa olsun personelle birlikte uçacak isimlerin Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne bildirilmesi gerekir. Özel uçakla bir yere gideceksiniz, isimler mutlaka yazılı olarak bildirilir. Uçuş rotası çizilir. Onun dışında gitme şansınız yok. Dolayısıyla o dönemde bizden istenen her türlü hizmeti sunduk" şeklinde konuştu.
'UÇAĞIMIZ, ÖCALAN'I KAÇIRMAK İÇİN GELEN UÇAK HAVADAYKEN İNDİ'
"Direkt Kenya'ya gidilmemesinin sebebi, Hollanda'dan da aynı tip, aynı renk uçak gideceği için Kenya'daki havaalanı küçük bir yer, orada herhangi bir yabancı uçak dikkati çeker diye 10 gün Uganda'da beklendi. Uganda'da muz tüccarı gibi davranıldı. Operasyon yapılmadan birkaç saat öncesi Kenya'ya gidildi. Kenya'da hiç kalınmadı. Hollanda'dan Öcalan'ı kaçırmak için gelen uçak havadayken bizim uçağımız ondan iki saat önce meydana indi."
'60 SANİYE İÇİNDE PAKETLENDİ'
"En önde Kenya koruma aracı vardı, arkasında ise Yunanistan Büyükelçiliği'nin koruma aracı. Abdullah Öcalan'ın içinde bulunduğu araç üçüncü sırada, arkasından da Öcalan'ı gayri resmi koruyan kendi örgüt elemanları ile bir de yine korumaların olduğu araç vardı. Havaalanına gelirken Kenya polisi, Öcalan'ın aracı geçtikten sonra yolu keserek arkadan gelen konvoya başka bir yerden yol veriyor. O da yaklaşık 15-20 dakika kazandırıyor. Öcalan havaalanına girdiğinde, bineceği uçağın, Hollanda'dan gelen uçak olduğunu zannediyor. Takım elbiseli, gayet mutlu bir şekilde uçağa yöneliyor. Uçağın kapısı açılıyor ve 60 saniye içinde paketleniyor. Uçağa alındığında kapılar kapanıyor. Uçak havalanırken diğer konvoy, daha havaalanına yeni giriyordu."
KIBRIS HAVA SAHASINDA GEÇEN KRİTİK 18 DAKİKA
"Havadaki rotalar o kadar kesindir ki 'Başka bir rotadan gideyim' diyemezsiniz. Her uçağın da mutlaka, hava sahasına girdiği ülkeye kendi işaretini, kimliğini bildirmesi lazım. Uluslararası kuraldır. Rum yönetimi 'Kuyruk işaretinizi bildirin' diyor, biz bir işaret bildiriyoruz, 'Öyle bir uçak kayıtlarımızda yok' diyorlar. Pilotlar da 'Yanlış anlaşıldı bir dakika' deyip farklı bir işaret bildiriyor. Yine Rum kesiminden böyle bir bilgi olmadığı söyleniyor, 'Lisanımız yetersiz' denilerek rol yapılmaya başlanıyor. 'İkinci pilot İngilizce olarak söylesin' deniyor. Rum hava sahasından geçilirken 18 dakika boyunca böyle bir yol izleniyor. Uçak, Türk hava sahasına girdikten sonra rahatlıyoruz."
'UÇİK İLK ÖNCE ATATÜRK HAVALİMANI'NA İNMEK ZORUNDA KALDI'
Türk hava sahasına giren uçağın Bandırma'daki askeri üsse yöneldiğini söyleyen İşgüzar, ancak sis nedeniyle uçağın inemediğini ifade etti. İşgüzar, şöyle devam etti:
İşgüzar, dönemin Genelkurmay Başkanı'nın Bandırma'daki askeri üssün komutanını arayarak, "Bir paketin geldiğini ve bizzat giderek alması talimatı verdiğini" de söyledi. İşgüzar, Öcalan'ın daha sonra İmralı Adası'na götürüldüğünü belirtti. Öcalan, 1999'dan bu yana İmralı Adası'ndaki cezaevinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çekiyor.