İstanbul'da basın mensuplarıyla bir araya gelerek hem gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan hem de olası erken seçime giderken partisinin izleyeceği stratejiyi açıklayan Karamollaoğlu, hükümetin dış politikasını sert şekilde eleştirdi.
Türkiye'nin olası Afrin operasyonunun tek başına 'sorun çözmeyeceğine' değinen Karamollaoğlu "Diyelim, Afrin'e girdik, çıktık, bu Suriye problemini çözecek mi? Şimdi kuzeyde bir koridor oluşumunu engelleme gayesi içindeler, derdimiz bu. Ancak bence hükümetin bu noktadaki tavrı kapsamlı ve yeterli değil; bu sebeple bu hamlelerin problemi çözmeyeceği kanaatindeyim" dedi.
Türkiye'nin kapsamlı bir bölgesel strateji oluşturmasının gereğini savunan Karamollaoğlu "Ortadoğu'da kapsamlı bir strateji belirlenmezse sadece mevzi olarak bir yere girip, çıkmak bir işe yaramaz" dedi. Karamollaoğlu, Türkiye'nin PKK'nın uzantısı olması itibarıyla 'terör örgütü' olarak kabul ettiği PYD'yle de görüşülmesi gerektiğine işaret etti:
"Ben olsam onlara da bu yaptıklarının yanlış olduğunu; kendi davaları için savaşmadıklarını ve ABD'ye hizmet ettiklerini anlatmak için görüşürdüm. Bir savaşın sonunda nasıl düşmanlar aynı masada oturuyorsa, aynı şekilde bizim de herkesle diyalog halinde olmamız şart"
‘ABD ORTADOĞU'DA AMACINA ULAŞTI'
Ortadoğu'nun girdiği çıkmaza işaret eden Karamollaoğlu "Amerika, akıl almaz bir şekilde bu bölgeyi silahlandırıyor. Önce 4 bin TIR denildi. Daha sonra bu silah sevkiyatı 4 bin 500- 5 bin TIR'a ulaştı, belki de bu sayıyı da geçti. Peki bu silahları kim kullanacak? Eninde sonunda onları yine Amerikalılar kullanacaklar. Kimileri çıkıp 'Amerika Ortadoğu'da amacına ulaşamadı' diyor. İyi de Amerika'nın amacı zaten, bölgede barışın bozulması, tam anlamıyla bir kaos ortamı oluşmasıydı ki bu oldu" ifadelerini kullandı.
Ortadoğu'nun yeniden şekillendirilme sürecine ilişkin kaygılarını dile getiren Karamollaoğlu "1991 yılında Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Amerika Birleşik Devletleri kendisini dünyanın tek lideri olarak görmeye başladı. ABD, 19-20 tane uçak gemisi ve başka bir ülkenin elinde bulundurmadığı silahlarla dünya üzerinde hakimiyet kuruyor. Ama Amerika Birleşik Devletleri öyle bir noktaya geldi ki ne siyasette ne aslında doğru düzgün ekonomide özelliği olmayan bir insan pat diye ABD'nin lideri oldu. Kendi partisi içinde bile ciddi manada tenkit edilen biri" dedi.
Türkiye'nin Rusya'dan aldığı S-400 anlaşmasının olumlu olduğuna değinen Saadet Partisi Lideri "Savunma sanayisi noktasında Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri alınması, isabetli bir karar" diye konuştu.
Karamollaoğlu, gerçekleştirdiği toplantıda partisinin erken seçim stratejisini de açıkladı. Olası erken seçimler öncesi diyaloğa açık tüm partilerin bir araya gelerek ortak ilkeler üzerinde uzlaşma sağlaması gerektiğine değinen Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi için görüşmelerin sürdüğüne işaret etti.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Lideri Devlet Bahçeli'nin 2019 yılında gerçekleşmesi öngörülen seçimde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a destek vereceklerini açıklamasına atıfta bulunarak Saadet Partisi'nin de benzer bir ittifak kurup kurmayacağı sorusuna Karamollaoğlu "İttifak sözcüğü bile başlı başına toplumu kutuplaştıran bir sözcük. Biz bir ittifak kurma peşinde değil, temel ilkelerde mutabık kaldığımız bir platform oluşturma arzusu içerisindeyiz. Bu süreçte diyaloğa, uzlaşıya açık her partiyle görüşüyoruz ve görüşmeye de devam edeceğiz" şeklinde yanıt verdi.
Söz konusu platform yoluyla tüm katılımcı partilerin üzerinde hemfikir olduğu ve katılımcı bütün partilerin tabanlarından oy alabilecek bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarma niyeti içerisinde olduklarını ifade eden Karamollaoğlu herhangi bir ismin netlik kazanmadığına vurgu yaptı.
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bu kişi olup olmayacağına ilişkin olarak ise "Gül kıymetli bir kardeşimiz. Bahsettiğim vasıflara da uygun bir insan. Ancak bu 'o bizim adayımızdır' demek değil. O da olabilir başkası da olur. Adaylığı ihtimal dahilinde ama kesin bir şey söylemek için erken" ifadelerini kullandı.
SP Lideri "Çıkaracağımız aday öyle bir aday olmalı ki birinci turda bile netice alabilmeliyiz" diye ekledi.
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.