Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın açtığı davanın dilekçesinde, Kılıçdaroğlu'nun, 5 Ocak 2018'de Beşiktaş Belediyesi önünde yaptığı konuşmasından bölümlere yer verilerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik kişilik haklarını ihlal edici mahiyette, saldırı kastıyla fevkalade ağır hakaretlerde bulunduğu ifade edildi.
"Kılıçdaroğlu'nun, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından alçakça ve sahte olarak üretilen telefon konuşmalarına atfen Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik olarak sarf ettiği ifadeler, her türlü ahlaki, vicdani ve insani değerden yoksundur. Bir babanın oğlu ile olan telefon görüşmelerinin dinlenmesi ve daha sonra bu dinlemelerden kelime, ses ve hecelerde tahrifat yapılarak, sahte bir görüşme üretilmesi ve kamuoyuyla paylaşılması FETÖ'ye özgü alçakça ve ahlaksızca bir girişim olarak tarihin sayfalarında yerini almıştır. Böyle bir girişimin yaklaşık dört yıl sonra, daha önce hukuken yaptırım altına alınmış olmasına rağmen anamuhalefet partisinin lideri davalı tarafından tekraren dillendirilmesi, davalının Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik olarak hiçbir insani ve ahlaki ilke gözetmeden muhalefet yaptığının açık bir göstergesidir."
Kemal Kılıçdaroğlu'nun dava konusu açıklamalarında bahsettiği telefon görüşmelerine ait ses kayıtlarının sahteliğinin, bilirkişi raporlarıyla sabit olunduğu bildirilen dilekçede, buna rağmen Kılıçdaroğlu'nun, Erdoğan'a yönelik aynı ve benzer iddia ve söylemlerle kişilik haklarını ihlal eden hakaret içerikli beyanlarını tekrarladığı kaydedildi.
'CHP-FETÖ İŞ BİRLİĞİNİ ÖRTMEYE YÖNELİK BİR ÇABA'
Dilekçede, 17-25 Aralık yargı darbesi girişiminden hemen sonra FETÖ öncülüğünde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik mesnetsiz ve dayanaksız iddialarla algı oluşturmak maksadıyla içeride ve dışarıda yaygın bir kampanya başlatıldığı bildirilen dilekçede, şu değerlendirmeler yapıldı:
Davalı Kılıçdaroğlu'nun, sarf ettiği diğer iddialarında tamamen asılsız ve daha önce birçok kez tekzip edilen beyanları olduğu vurgulanan dilekçede, "Davalının, Sayın Cumhurbaşkanımızı FETÖ ile ilişkinlendirmeye yönelik açıklamalarını, suçluluk telaşıyla yapılmış, artık gizlenmesi mümkün olmayan CHP-FETÖ iş birliğini örtmeye ve dikkatleri dağıtmaya yönelik bir çaba olarak değerlendirmek gerekir." ifadelerine yer verildi.
'TAZMİNAT MİKTARI CAYDIRICI OLMALI'
Dilekçede, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarıyla, manevi tazminat talebinin yasal koşullarının oluştuğu ve hükmedilecek manevi tazminat miktarının caydırıcı olması gerektiği vurgulandı.
Kılıçdaroğlu'ndan, 5 Ocak 2018'te Beşiktaş Belediyesi önünde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 150 bin lira manevi tazminat talep edildi.